11 Şubat 2017 günü, İstanbul’a göre saat 03:33 itibariyle, DOLUNAY adını verdiğimiz, Güneş – AY karşıtlığı tam halini alacak. Bu DOLUNAY’a bir de AY Tutulması eşlik edecek. Haritayı değerlendirirken aşağıdaki göstergeleri dikkate alıyorum;
MEALİ 🙂
Önce fani hallere dair bir kaç olasılıktan bahsedeyim;
Bunlar olur ve geçer… Bugünün gerçeği yarının yalanına dönüşüverir… Zaten o yüzden bu haller FANİ hallerdir 🙂
TUTULMA’nın asıl anlamına gelince;
Meraklısı fark etmiştir; göğün gözcüleri olan büyük sabit yıldızların pek çoğu, haritanın temel oyuncuları ile kavuşum halinde… Ben bunu, kaderin akışını belirleyecek bir kavşak diye nitelerim!
Böyle kavşaklarda alınacak kararlar, doğurdukları dünyevi sonuçların ötesinde bir değere sahiptirler! Dünyevi anlamda KAZANMAK üzerine kurulu bir hayat süreriz… Manevi anlamda ise KAZANÇ ve YÜCELME, bize dünyevi güç getirmesi mümkün olan seçeneklein varlığına RAĞMEN, aldığımız öğretilerin doğrultusunda gitmekle mümkündür.
Göğün Gözcüleri, böyle zamanlarda kimin dünyanın ”yanıltıcı” vaatlerini, kimin Ruh’un Yolunu seçtiğine bakarlar. Ve bundan sonra karşılaşacaklarımızın kurgusu, böyle belirlenir.
Üstelik böyle zamanlarda illaki önümüze bir takım ALGI TUZAKLARI, basiretsizliğe çanak tutan akıl çelici birşeyler çıkar!
Örneğin aslında içimizin kesinlikle almadığı, ruhumuzun kabul etmediği bir davranış modeli, birileri tarafından allanıp pullanıp önümüze sunulur ve gözümüze de sulu bir havuç sokulur… Samimiyetimiz sınanır!
Ya da ruhumuzun bizi çektiği ”Az Seçilen Bir Yola” girmek üzereyken ve birazcık da alışkanlıklarımızı arkada bırakmaktan korkuyorken birileri bize ”Sürüden Ayrılanı Kurt Kapar Amaaa!” der ve kararlılığımız sınanır 🙂
Sosyal açıdan prestijli, onay gören, bizi sevilir ve takdir edilir kılan, alışılmış ve geleneklere uygun olduğu için bir şekilde de haklı çıkatılması mümkün olan bir tercih ile, hür vicdanımız arasında kalmak, zor bir haldir… Ama insanın ruhen aldığı mesafeler, kendini böyle zamanlarda belli eder 😉
Böyle zamanlar GERÇEK AİDİYETİMİZİN NEREYE OLDUĞUNU bize soran zamanlardır…
Bu süreçte çok haklı görünen çıkışlarımız, hayata bambaşka bir haklılık ve doğruluk penceresinden bakanlar tarafından bastırılabilir. Ya da biz gücümüzü birilerinin bizim düşüncemize karşı çıkışlarını bastırmak için kullanabiliriz.
DOĞRULAR kişiye ve zamana tabidir… Oysa GERÇEK evrenseldir, zamansızdır ve değiştirilemez! Bu dönemde gerçeğin izinde olmak için, izafi doğruluk çatışmalarına, özenli bir mesafede durmamız gerekebilir. Yoksa gözümüz yanılıp, algımız şaşar.
Bu dönemin görünürdeki kazançları ve kayıpları geçici, derindeki dersleri, çıkarımları ve kazanımları ise uzun vadede kalıcı olacaktır…
Bu süreci verimli geçirebilmek için şu soruları sormamız yerinde olur;
Burçlara göre yorumlar, pek yakında ekranınızda 🙂
Bugün bir şarkı değil, bir alıntı paylaşmak istiyorum sizinle bu yazıyı bitirirken… KHALİL GİBRAN’ın Özgürlük Üzerine’sinden birkaç cümle… Okumak ve üzerinde çook uzun ve tekrar tekrar düşünmek gerek 🙂
”Daha sonra bir konuşmacı söz aldı ve bize Özgürlük’ten söz et, dedi. Ve El Mustafa yanıtladı: Bir takım dertler yaşantınızı alt üst ettiği halde, kendi bağımsızlığınız ve isteğinizle bunların üstesinden gelebildiğinizde özgür olursunuz.Özgür olabilmeniz için, kendi benliğinizin görüntülerinden uzaklaşmanız gerekir! Diyelim ki, bu görüntülerden biri adil olmayan bir kanun olsun… O kanunu sizlerin alnına yazmış olan yine kendi ellerinizdir. Alnınıza yazmış olduğunuz bu kanunu, ne kanun kitaplarını ateşe atarak, ne de yargıçlarınızın alınlarını, okyanustaki tüm su ile yıkayarak temizleyebilirsiniz. Ve diyelim ki, kurtulmak istediğiniz bir despot var… İlkin onun içinizde kurmuş olduğu saltanatı yıkmanız gerekir. Eğer kurtulmak istediğiniz bir dertse, bilin ki bu derdi başınıza sarılı tutan bir başkası değil sizsiniz.Ve eğer kurtulmak istediğiniz görüntü bir korkuysa, o korkunun yerleştiği yer kendisinden korkulanın eli değil, sizin yüreğinizdir.”
KHALİL GİBRAN
Yeter ki aklımız ve vicdanımız hür olsun… O vakit hep özgür olur, görünürde ne yaşarsak yaşayalım, yanılsamaların boyunduruğuna girmeyiz. Hayat bizi şekilden şekile, durumdan duruma sokabilir… Eğer konumların boyunduruğunda olmazsak, kendimize her daim yararlı, anlamlı bir amaç bulup, insanlığımızın hakkını veririz. Bizi biz yapan, nerede ve ne konumda olduğumuz değil NE YAPTIĞIMIZDIR!
Biz kendimize yakışanı ve elimizden geleni her koşulda yapalım. Bu bize hediye edilmeyen ve bizden alınamayan bir hak ve özgürlüktür… Bunu yapan kişi içinde HEP ÖZGÜRDÜR!
Kaynak: https://junoastrology.com/2017/02/05/11-subat-2017-aslan-burcunda-ay-tutulmasi-ve-dolunay-gercek-sonucu-gec-aciklanacak-bir-olgunluk-sinavi/
Bir önceki yazımız olan Harvey Nichols 2017 İlkbahar Yaz Sezonuna Hazır... başlıklı yazımızda 2017 ilkbahar modası, Brandroom ve Demsa hakkında bilgiler verilmektedir.
Araç kullanmaya yeni başlayan veya kasko sigortası konusunda bilgi almak isteyen kadın sürücüler için kapsamlı…
Tunikler, kadın giyiminde vazgeçilmez parçalar arasında yer alır. Rahat ve şık bir görünüm sunan tunikler,…
Evlilik yolundaki ilk adımlardan biri olan kız isteme töreni, geleneksel yapısıyla duygusal ve özel bir…
Yoğun onarıcı etkisiyle dikkat çeken LAXE Saç Bakım Proteini, işlem görmüş ve yıpranmış saçlar için…
Mantra, genellikle meditasyon veya ruhsal pratiklerde kullanılan ses, kelime veya kelime gruplarıdır. Kökeni eski Hint…
Bir kalıcı makyaj uzmanı için her şey uygulamanın başladığı o anda başlar; çünkü müşteri koltuğa oturduğunda,…