Ezgi Mola: Maide Rolünde Kaplan Gücündeydim…
Ezgi Mola, başrolünde oynadığı Maide’nin Altın Günü için İzmirlilerle buluştu. Egeperla’da gerçekleşen gösterimden önce kendisini izlemeye gelenlerle sohbet eden Mola, Filmde çamaşır makinesini nasıl kaldırdınız” sorusuna “Maide Teyze’de kaplan kuvveti geldi” dedi…
Yarattığı sosyal medya fenomeni ‘Maide Teyze’yi beyazperdeye uyarlayan Ezgi Mola, filminin heyecanını İzmirlilerle paylaştı. İstanbul galasından hemen sonra İzmir’li sevenleriyle Ege Perla Cinens Sinemalarında buluşan Ezgi Mola, filmde çamaşır makinesini nasıl kaldırdığı ile ilgli soruya “O sırada bir kaplan kuvveti geldi üzerime” dedi…
Flimin yapımcılığını TAFF’ın üstlendiği, yönetmenliğini Caner Özyurtlu’nun yaptığı filmin öyküsü Ezgi Mola’ya ait. Senaryosu Serkan Altuniğne ve Çağdaş Dinç’in kaleme aldığı filmin oyunculu gösteriminde İzmirli hayranlarıyla buluşan Ezgi Mola’ya yönetmeni ve yapımcısı da eşlik etti.
YILLARDIR TANIYOR GİBİYİM
Maide karakteriyle çok başarılı bir performans sahneleyen Ezgi Mola, hikayenin başlangıcını şöyle anlatıyor:
Hikaye çok tesadüfi başladı. Arkadaşlarım da olan senarist Serkan Altuniğne ve yönetmen Caner Özyurtlu’yla bir iş için bir araya geldik . Ama cast’ı biraz zor olduğundan bir türlü başlayamıyorduk çekimlere.
Ben de bir yandan Serkan’a dedim ki, “Sevdiğimiz herkes çalışıyor, keşke şöyle çok oyunculu olmayan benim size anlattığım gibi bir hikaye çeksek.”
Filmle ilgili de en istekli görünen ve program olarak da durumu en müsait olan bendim zira. Böyle bir altın günü teyzesi gibi bir karakter olsa dedim.
Altın günleriyle çok meşhur bir kadın ve o altın günlerinden birinde altınları çalınıyor ve evine çağırdığı tüm altın günü kadınlarını tek tek zanlı olarak görerek tek tek peşlerine düşüyor filan…
Bunun üzerine Serkan da Caner de heyecanlandı Serkan Altuniğne ve Çağdaş Dinç hızlıca girişti ve bir buçuk ay içinde son revizyonlu hali elimizdeydi senaryonun. Haziran gibi konuştuk, Ağustos ortası gibi senaryo bitti.
Söylediğim şeyler onların da hoşuna gitmeseydi yapılacak şeyler değildi. Sadece ben öyle istiyorum diye öyle olmadı. Çünkü ortada bir sürü senaryo yazmış ve her filmi de izlenen, reaksiyon alan, aynı zamanda çizdiği karikatürleriyle de çok beğenilen bir adam var, diğer yanda uzunca yıllar oyunculuk tecrübesi de olan Caner var. Hem işin yönetmenlik tarafında, hem yapımcı tarafında genç yaşına rağmen bir sürü tecrübesi olan biri. Üçümüz de birbirimizi hakikaten daha da çok sevdik tüm süreç içinde.
Hani bazen birileriyle aynı şeylere güldüğünü, aynı şeylerin seni de hüzünlendirdiğini fark ettiğin ve buna heyecanlandığın o an vardır ya, o an bence dünyanın en kıymetli anı. Eylül’ün 18’inde kayıt dedik ve 16 Ekim’de de bitti.
Bir önceki yazımız olan Sıla, 2017'ye Damgasını Vurdu... başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz.