Prof.Dr. Nevzat Tarhan: “Mutluluğun ilacı işbirliği”



Prof.Dr. Nevzat Tarhan, günümüzün en önemli sorunlarından birinin yalnızlaşma ve mutsuzluk olduğunu söylüyor “Kaliforniya Sendromu dediğimiz bu durumda kişiler bencil, sadece kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Benmerkezciler, hedonizmi ve zevki yaşam aracı olarak görüyorlar ve yalnızlıklarını gidermek için bağımlılık yapan maddelere yöneliyorlar” dedi.
3. Mutlu İnsan Beden Ruh ve Zihin Festivali, 2. gününde de kişisel gelişim, psikoloji, psikiyatri alanlarında uzman isimleri bir araya getirdi.
Festivalin konuşmacıları arasında yer alan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan, “Mutluluktan Huzura Başlıklı” sunumunda pozitif psikoloji, mutluluk bilimi, aşkın kimyası konularına değindi. Prof.Dr. Nevzat Tarhan, günümüzün en önemli sorunlarından birinin yalnızlaşma ve mutsuzluk olduğunu söyledi.



Prof. Dr. Nevzat Tarhan
“Stresi yönetmek beyni yönetmektir”
Stresi yönetmenin beyni yönetmek olduğunu belirten Prof.Dr. Tarhan, “Beynimizdeki stres hormonlarını yönetiyoruz. Hastalarda kişinin hayatını değiştiremiyoruz ama bazı ilaçları verdiğimizde beynin stres tekniğini azaltıyoruz. Aslında beynimizi yönetmek demek mutluluğumuzu yönetmek demektir. Hasta ve sağlıklı grupların beyinleri incelendiğine beyin hareketleri farklılık gösteriyor. Hasta grubun beyni huzursuz çalışıyor” dedi.
Yalnızlık modern yaşamın en önemli sorunu
Prof.Dr. Nevzat Tarhan, ABD’de yaygın olarak kullanılan popüler psikoloji tanımı olan Kaliforniya Sendromu’na değinerek “Bu sendromda kişiler bencil, sadece kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Benmerkezciler, hedonizmi ve zevki yaşam aracı olarak görüyorlar. Bu insanlar mutsuz ve yalnızlar. Yalnızlık modern yaşamın en önemli psikososyal sorunu. Modern yaşam insanları yalnızlaştırıyor. Kişiler yalnızlıklarını gidermek için de bağımlılık yapan maddelere yöneliyor. İnsanları mutsuz eden yaşam tarzını sorgulamak gerekiyor” dedi.
Güç ve kişilik çatışmaları işbirliği ile aşılır
“Kişisel ilişkilerde güven esas, kuşku istisnadır” diyen Tarhan, yalnızlaşma ve mutsuzluğa karşı en etkili tedavinin sosyal tedavi olduğunu belirterek “Sosyal tedavinin üç ayağı vardır. Duygusal pozitiflik, zihinsel esneklik ve davranışsal kucaklayıcılıktır. İletişimde ve kişilik çatışmalarında en önemli sebep işbirliğinden kaynaklanan sorunlardır. Birbirini seven kişiler aşık oluyorlar, evleniyorlar ancak iyi işbirliği kurmuyorlar. Güç ve kişilik çatışmaları sadece işbirliği ile aşılır. İş ilişkilerinde de işbirliği önemlidir” dedi.
Şaduman Karaca: “Fitoterapi alanında düzenleme şart”
Üsküdar Üniversitesi’nden Fitoterapi Uzmanı Şaduman Karaca da “Bütüncül Fitoterapi” başlıklı konuşmasında bitki ile terapi anlamına gelen fitoterapinin ülkemizde henüz yeni bilinen bir alan olduğunu belirterek bu konudaki altyapı eksikliğine işaret etti. Şifa dağıtması istenen bitkilerin doğadan yanlış toplandığını, yanlış şartlarda kurutulup satıldığını bunun için de önemli düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi.
Aylin Algun: “Yaydığımız frekansın sonucunu yaşıyoruz”
Aylin Algun da “Hayatınızı İyileştirin” başlıklı sunumunda, zihnimizin, düşünce biçimimizin hayatımızı şekillendirdiğine işaret ederek şunları söyledi: “Türkçe’de çok güzel bir atasözümüz var, ne ekersen onu biçersin. Aslında içsel olarak ne ekerseniz, karşınıza o çıkar. Siz ektiğiniz tohumu değiştirmezseniz oradan çıkacak şey bellidir. Biz öncelikle düşünce ekiyoruz, ortaya bir şey çıkıyor ve sonra onunla savaşmaya başlıyoruz. Aslında yaydığımız frekansın sonucunu yaşıyoruz. Bu nedenle öncelikle içerdeki düşünceyi değiştirmeliyiz. Düşünce her şeyi belirler ve siz düşünceyi her zaman değiştirebilirsiniz.”
Festivalin ikinci gününde Merih Kenet, “Yoga ile Yaşam Enerjisini Yükseltme”, Barış Mutlu Neuro Aşk, Pınar Güsar “Ses İle Şİfa: Aşkın Frekansı”, “, Arzu Canik “Astroloji Ne Değildir?”, Tiraje Tekmen “Aile Sistem Dizimi”, Enis Timuçin “Ruhlarınız Hatırlayacak Aslında Biz Kimiz?”, Alegra Benardete “Nefesli Yaşam Semineri”, Cindy Cohener “Hayal’den Hayat’a Yaratım Yolculuğu”, Mehmet Bayramoğlu “Biz Niye Böyle Olduk?”, Esra Uyman “Uykudan Önce Uyandıktan Sonra”, Hande Akın “Kadın Olmak Eril&Dişil Denge” başlıklı sunumları ile katılımcılarla buluştu.
Festivalin son gününde de mutluluk var
Festivalin son günü mutluluk ve tasavvuf yaklaşımının birarada olduğu farklı bir gün olacak. Mutasavvuf Cemalnur Sargut’un “Allah’a Ancak Aşk ile Gidilir” anlatısı, Mert Güler’in “Aşka Dönüş” isimli meditatif dansıyla buluşacak ve katılımcılar mutluluğa tasavvuf ile bir yolculuk yapacaklar. Günün öne çıkan diğer workshopları ise Nefes Eğitmeni Ebru Şinik’in “Nefes Teknikleri ile Detox ve Botox “etkisi workshop’u ve Suna Dumankaya’nın “Güzellik Sırları”
Festival hem akademik dünyadan hem kişisel gelişim dünyasından alanında uzman isimleri bir araya getiriyor. Kişisel gelişim, sağlıklı yaşam, psikoloji, tıp, alternatif ve tamamlayıcı tıp, sağlıklı beslenme, tasavvuf, nefes, mindfullnes, meditasyon, hipnoz, homeopati, fitoterapi, tai chi, feng shui, müzik terapi, dans, astroloji, bioenerji, detoks, kuantum, metafizik ve yoga gibi zihin, ruh ve beden sağlığı ile ilgili alanlarda 50’yi aşkın eğitmen 70 ayrı workshopla bu festivalde buluştu.
Bir önceki yazımız olan Yoga Nedir? başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz.