Siroz Sorununu İmmünoterapi İle Yendi…
Siroz hastalığı ile dokuz yıldır mücadele eden Selma Şengül, vücudu eğiten ve bağışıklığı düzelten bir tedavi şekli olan İmmunoterapi sayesinde hastalığını son bir yılda yenmeyi başardı.
9 yıldır Primer Biliyer Siroz hastalığı ile mücadele eden 51 yaşındaki stilist Selma Şengül’ün yüzü güldü. Bağışıklığı destekleyen ve vücudu eğiten bir tedavi şekli olan İmmunoterapi ile sağlığına kavuşmayı başardı.
Verdiği dokuz yıllık mücadeleyi anlatan Şengül, şunları söyledi:
“2009 yılında Primer Biliyer Siroz tanısı kondu. Hastalığın ilerlemesi engellenemediği için hep araştırma içindeydim. Bir dönem doktorumun tavsiyesi ile bitki kürleri de kullandım. Amerika’daki doktor bir akrabamız hem bitkisel hem de tıbbi tedavi kullanabileceğimi ve orada yaygın olan İmmunoterapi yöntemini araştırmamı tavsiye etti. Araştırmalarım sonucunda Türkiye’de de bir immunoterapi kliniği olduğunu öğrendim. Bir yıl önce de immunoterapi tedavisine başladım. Diyete çok sıkı bir şekilde uydum tedaviyi hiç aksatmadan kullandım. Nitekim son raporumda sirozu tamamen yendiğimi gördüm. Sevinçten üç gün uyumadım. Hayati riski bulunan ve neredeyse yerinden kalkamayan biri için bu bir mucizeydi. Çok tehlikeli bir hastalık çünkü, Allah kimseye göstermesin. Hayata daha sıkı bağlandım artık. Emekli olmaya ve çocuklarımla, ailemle daha çok vakit geçirmeye karar verdim. Bol bol geziyoruz, iş yoğunluğundan vakit bulamadığım birçok şeyi artık yapıyorum. Bu hastalık bana hayatın tadını çıkarmam gerektiğini öğretti.”
Sirozla birlikte, Sjögren sendromu ve alerjilerini de yendi…
Hastayı değerlendiren ve uygulanan tedavi yöntemine değinen İç Hastalıkları ve İmmunoterapi Uzmanı Dr. Ülkü Görmez,” Bu tedavi tamamen kişiye özel olarak planlanıyor. Kişiyi bizzat inceliyoruz. Altta yatan, otoimmüniteyi tetikleyen bağışıklıktaki sorunları inceliyoruz. Daha sonrasında tanılar koyuyoruz. Bunlar kişiye özel tanılar oluyor. Bundan sonra da onarma tedavisine geçiyoruz. Otoimmünite bağışıklığın kendi kendine saldırısı ile oluşan bir hastalık. Yalnız çok enteresan iki ucu var. Bağışıklıkta otoimmünite hastasının hem bağışıklığının zayıf olduğu noktalar var hem saldırdığı noktalar var. Her iki tarafı da tamir etmeniz gerekiyor. O yüzden de mutlaka doğru tanıların konulması çok önemli.
Doğru tanıları koyduktan sonra hasta da uyumluysa işimiz çok kolaylaşıyor. Selma hanım gerçekten tedavisi süresince çok uyumluydu. Diyetini çok iyi kullandı. İlaçlarını aynı şekilde, kontrollerini hiç aksatmadı. Dolayısı ile başarılı sonuca ulaştı. Sirozu yendi ama aynı zamanda Sjögren sendromu hastasıydı. Onu da yendi. Gastroentoloji hocamızla da durumunu teyit ettik. Bağırsak florası, bağırsak fonksiyon bozuklukları tamamen normale döndü. Bütün testlerinde çok ciddi düzelmeleri oldu. Çok ciddi yol kat etti. Histamin alerjisini de yendi. Glüten duyarlılığı çok az kaldı. Tedavisinin sonlarına geldik. Bundan sonra sadece bazı özel koruyucu sağlık ve yaşam öneri ile hayatına devam edecek. Ömür boyu immunoterapi almasına gerek yok” şeklinde konuştu.
SİROZ NEDİR?
Siroz; karaciğer fonksiyonlarının kaybıyla sonuçlanan, normalde karaciğerde bulunan lobül işlevsel birimlerinin sertleşme ve nedbeleşme ile yerini geri dönüşümsüz fibrozis dokusunun aldığı patolojik duruma verilen addır. Ancak bu terim hemen her zaman kronik karaciğer iltihabı için kullanılır.
Siroz sözcüğü Antik Yunanca’da portakal sarısı ya da koyu sarı renk anlamına gelen “scirrhus” sözcüğünden kaynaklanmakla birlikte ilk defa 1826 yılında Laennec tarafından kullanılmıştır.
Bir önceki yazımız olan Karbonhidrat cildi yaşlandırıyor başlıklı yazımızda akne tedavisi, akne tedavisinde beslenme nasıl olmalı? ve cilt hastalıkları hakkında bilgiler verilmektedir.