2017’de mücevherler sade gösterişli olacak…
Yrd. Doç. Dr. Fatoş Altınbaş Sarıgül, “Gösterişli ve taşlı aksesuarlar gece kullanılmalı. Gündüz ise uzun formda kolyeler, minik taşlı daha sade küpe ve yüzükler uygun” diyor…
Kuyumcu bir babanın kızı olan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatoş Altınbaş Sarıgül aynı zamanda Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Üyesi. Sarıgül, “Bir Dönüşüm Hikâyesi-El Yapımı Mücevherat Ustaları” isimli kitabında, mücevherlerin ustaların ellerinde ince ince işlenip vitrinlere geliş öyküsünü anlatıyor.
15’inci yüzyıldan beri Kapalıçarşı’nın dokusunu oluşturan bu tarihi mesleğin artık tarihe karışmasının an meselesi olduğunu ifade edip uyarıyor. İki yıllık bir araştırmanın ürünü olan eser, mücevherin ve mücevherat ustalarının yolculuğunu farklı bir bakış açısıyla ele alıyor. Kitabın geliri ise engelli polis çocuklarının tedavi ve rehabilitasyon gördüğü, Bağcılar’da bulunan Hayat Paylaşım ve Dayanışma Derneği’ne bağışlanacak.
Mücevher ustalığına olan ilginiz nasıl başladı?
Kitabımın ortaya çıkması doktora bitirme tezim için araştırma yapmamla başladı. Bu tezi yazarken, konu seçiminde merak ettiğim ve daha önce hiç araştırılmamış bir konu arayışındaydım. Daha önce Kapalıçarşı’da çalıştığım yerlerde mücevher ustalarıyla tanışma şansım olmuştu. Ustaların, “Çırak bulamıyoruz, rekabet edemiyoruz, usta-çırak ilişkisi sona eriyor” gibi serzenişlerini duyuyordum. Yüzyıllardır yapılan bu mesleğin neden yok olduğunu araştırmak istedim. Aynı zamanda aile mesleğimizdi ve onlardan da destek aldım. Kapalıçarşı’da 28 ustayla görüştüm. Bazıları halen bu işi yapmıyor, kimisi markalaşmış. Farklı profillerde insanlarla konuştum. Bilimsel analizlerle destekleyip hem tezimi tamamladım hem de bu kitabı yazma buldum.
Peki ustalar dönüşüm sürecinde neden geride kalmışlar?
1990’lı yıllardan sonra gerek teknolojik, gerek küresel gelişmeler, estetik anlayışının, tüketim kültürünün değişmesi bu sektörü dönüşüme itmiş. Yüzyıllardır usta-çırak şeklinde ilerleyen bu meslekte artık çırak bulunamıyor. Etnik olarak Ermeni vatandaşların yürüttüğü bu meslek, genç neslin farklı mesleği seçmesiyle zorluk çekiyor. Çok meşakketli, sabredilmesi gereken bir alan. Artık ekonomik olarak da gençler tatmin olmuyor, ustaların dilinde bu. İçlerinde bazı ustalar, markalaşmışlardı. Sevan Bıçakçı gibi ün elde etmiş isimler vardı. Bazısı da hobi olarak yapmaya devam ediyor. 2005’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) yayınladığı genelge, Kuyumcukent’in yapılmasını beraberinde getirdi. Kapalıçarşı’da kimyasal ve yanıcı maddelerin kullanıldığı gerekçesiyle, tüm atölyeler Kuyumcukent’e taşındı. Dolayısıyla yıllardır orada taşıyan insanların da hayatına sekte vuruldu. Çevresel olarak doğru bir karardı ama atölyeler için kötü oldu. Böyle giderse ustalık 15 yıl içerisinde tarihe karışacak.
Bu sektör aynı zamanda aile mesleğiniz. Atölyede ustalarla çalışma şansınız oldu mu küçük yaşlarda?
Bu çok erkek egemen bir sektör. Küçük yaşlardan itibaren babam kız-erkek ayrımı yapmadan yaz tatillerinde çalıştırdı bizi. 14 yaşından itibaren Kapalıçarşı bölgesinde yer alan mağazamızda kültalbası yıkadım, çay servisi yaptım. Yeri geldi atölyede cilalanma sürecine, tamirata dahil oldum. Master tezimi imalat üzerine yaptım zaten. Mutfağı çok iyi bildiğimi söyleyebilirim. Evlenmeden önce sektörde iki yıl çalıştım . Ancak tasarım yönüm hiçbir zaman olmadı, o farklı bir yetenek. Mücevher ticaret eşyası olduğunda benim için gizemini kaybetti. Al-sat ticari bir eşya oldu.
Mücevher artık gündelik bir aksesuar mı sizce?
1980 öncesi dönemde mücevher daha ziyade ekonomik olarak üst düzey insanlara hitap ediyordu. 90’lardan itibaren artık tüm ekonomik gruba hitap etmeye başladığını, günlük hayata girdiğini ve daha ulaşılabilir bir hale geldiğini görüyoruz. Çok üretim yapıp maliyeti aşağıya çeken firmalar da rekabette öne çıktı.
Vücudu süslemek kadınların içgüdüsü
Engelli polis çocuklarıyla da ilgili bir çalışmanız var değil mi?
Bağcılar’da bulunan “Hayat Paylaşım ve Dayanışma Derneği”nin kurucu üyesiyim. Bu merkezde bulunan çocukların yüzde 80’i polislerin engelli çocukları. Kitabın gelirini de buraya aktaracağız.
Ne tarz takılar seviyorsunuz?
Takı kullanmayı severim. Daha ziyade beyaz pırlantalı takıları seviyorum. Küpe, kolye de favorilerim arasında.
2017’de mücevherat trendleri neler?
Trend sade gösteriş… Daha yuvarlak hatlar ve herkesin ulaşabileceği minik pırlantalı küçük serpme takılar revaçta.
Mücevher kadınların vazgeçemediği bir tutku. Sebebi nedir bu durumun?
Binlerce yıldan beri kadınların özel günlerde, doğum günlerinde spesifik takıları sembolleştirdiğini görüyoruz. Vücudunu süslemek kadınların içgüdüsüdür. Bu da günümüzde pırlantayla karşılığını buluyor.
Türk kadınları daha çok nasıl tercihlerde bulunuyor? Ayrıca 14 Şubat önerileriniz neler?
Türk kadınlarının daha çok tektaş ve beştaşa rağbet ettiğini görüyoruz. Zümrütlü, yakutlu bir yüzük, küpe uygun hediyeler. Ortasında yakut etrafında pırlanta bulunan bir taşın modası geçmez.
Aksesuar-kıyafet kombinasyonu nasıl olmalı?
Bir kadın için yerine göre giyinmek çok önemli. Gece davetinde çok şık olabilecek bir kıyafet, öğlen yemeğinde rüküş kaçabilir. Takıda da aynı şey söz konusu. Gösterişli ve taşlı aksesuarlar gece kullanılmalı. Gündüz ise uzun formda kolyeler, minik taşlı daha sade küpe ve yüzükler uygun.
KAYNAN: Gazete Vatan / Burak Tapan
Bir önceki yazımız olan Harvey Nichols 2017 İlkbahar Yaz Sezonuna Hazır... başlıklı yazımızda 2017 ilkbahar modası, Brandroom ve Demsa hakkında bilgiler verilmektedir.