Bihter Ayyıldız, PlumeMag’i anlattı

Bihter Ayyıldız, PlumeMag’i anlattı
Haberi paylaşın...

15 yıllık kurumsal hayatın ardından Türkiye’nin sürdürülebilirlik odaklı yayın yapan ilk lifestyle haber portalını kuran Bihter Ayyıldız ile PlumeMag’in kuruluş hikayesini ve hedeflerini konuştuk…

PlumeMag nasıl doğdu? Hikayesinden bahseder misiniz?

Fransa’da aldığım sanat tarihi eğitiminin ardından Türkiye’de 15 sene kurumsal hayatta iletişim ve strateji geliştirme üzerine çalıştım. Bu dönemde eş zamanlı olarak gazetelerde köşe yazarlığı ve dergiler için yazılı ve görsel içerik üretimi yaptım.

Köşe yazılarımda da içerik üretimlerimde de her zaman tüketimden ziyade markaların DNA’larını ve felsefelerini mercek altına alan değer odaklı bir yaklaşımım vardı.

Kurumsal firmalarda iletişim yaptığım dönemlerde de üründen ziyade her zaman deneyime ve yine değer yaratma kısmına odaklandım, daha doğrusu çalıştım. Ancak kapitalist sistem ve Türk tipi şirket yönetimi, benim tüm bu anlattıklarımla taban tabana zıt bir şekilde ilerlediği için bir yerden sonra umudumu kaybetmeye başladım. Bu sebeple çalıştığım kurumlardan da içerik ürettiğim mecralardan da uzaklaşıp kendi ekosistemimi oluşturmaya karar verdim.

 

Bu ekosistemin ruhu sevgi oldu. İnsan sevgisi, doğa sevgisi, hayvan sevgisi… Bu sevgiyi taşıyan iskelet ise estetik algısı. Estetiği; insanda, doğada ya da sokakta güzeli aramak, güzel olanı koruma iradesi olarak tarif edebilirim.

Pandemi ile sürdürülebilirlik, tüm markaların kullandığı bir pazarlama malzemesi oldu ama bu kavram bizim ailece hayatımızda olan ve uyguladığımız bir hayat şekliydi.

PlumeMag’in fikren doğuşu, 2019 yılının aralık ayında çalışma hayatımda çok değerli bir yeri olan tek patronum, daimi mentor’um Necla Zarakol’un düzenlediği geleneksel yeni yıl yemeğinde gerçekleşti.

Ben Necla Hanım’a, kızımın yuvasında kişisel olarak gerçekleştirdiğim ileri dönüşüm oyuncak atölyesinden bahsettim ve bunu Zarakol’un gönüllü destek verdiği bir vakıfla nasıl ülke çapına yayarız diye kendisinden fikir istedim.

Necla Hanım da bana, “Proje ve içerik üretmeyi biliyorsun, yayıncılığı da seviyorsun. O zaman kendi mecranı kurmak için ne bekliyorsun!” dedi ve ekledi; “Ayrıca sürdürülebilirlik, yakın dönemin en önemli meselesi ve konusu olacak.”

Bu sohbetin üzerinden bir ay geçmeden kendi şirketimi kurdum. PlumeMag, tam 2 sene önce, 2020 yılının şubat ayında doğdu.

PlumeMag’in amacı nedir?

Özellikle ilk defa tanıştığımız markalar da hep bu soruyu soruyor. PlumeMag, Türkiye’nin sürdürülebilirlik odaklı yayın yapan ilk lifestyle haber portalı. Daha da ötesi bir topluluk oluşturma amacı ile yola çıktık. Geçtiğimiz iki yılda da pandemiye rağmen PlumeMag ile aynı ideallere sahip kişi ve kurumların farklı okazyonlarda bir araya geldiği, etkileşim kurduğu ve karşılıklı fayda sağladığı bir ağ oluşturmayı başardık.

Bu ağ, her geçen gün organik ve samimi bir şekilde genişlemeye devam ediyor.

Sürdürülebilirlikle ilgili konuşan birçok kişinin aksine sürdürülebilir bir hayat, kendini şehir hayatından soyutlamak anlamına kesinlikle gelmiyor. Biz, mevcut imkanlar dahilinde gelecek nesillere bırakacağımız dünyada en az zararla yaşamanın yollarını arıyor ve anlatmaya çalışıyoruz.

Amacımız, kapitalist sistemin sömürgecilik ruhuyla ele geçirmeye çalıştığı insanlara bundan çok daha anlamlı bir hayat olabileceğini anlatmak. Bunu hem içeriklerimizle hem de kendi yaşayış şeklimizle takipçi ve okuyucularımıza anlatmaya çalışıyoruz.

Özellikle Türkiye’de sürdürülebilirlik iletişimi, maalesef reklam gücü yüksek markaların elinde. ‘’Greenwashing’’ dediğimiz algı operasyonunun insanları çok yanlış yönlendirdiğini görüyoruz. Ancak medya ve kendine ‘’sürdürülebilirlik’’ elçisi diyen birçok influencer da bu markalardan elde ettiği gelir karşılığında toksik bir iletişim yapıyor.

PlumeMag’in gelir modeli nedir?

PlumeMag tamamen bağımsız bir yayın. Google reklamlarına kapalı bir yayın politikamız var. Gelir modelimiz içerik pazarlaması esasına dayalı. Markalar ile kategori sponsorlukları, yazılı-görsel ve sesli içerikler üzerinden iş birlikleri yapıyoruz.

PlumeMag topluluğu üyelerinin katıldığı, marka ve kurumların ihtiyaçları doğrultusunda etkinlikler organize ediyoruz.

Sadece reklama inanmadığımız için çok nadir bu şekilde ilerliyoruz. PlumeMag, markalara ve kurumlara kendileriyle bir araya gelebilecek insanlar arasında bir bağ kurmak üzere uzun soluklu bir iletişim desteği veriyor.

Çok güçlü bir içerik ekibimiz var. Sesli ve görsel içeriklerin prodüksiyonları konusunda  çok iddialıyız. Az iş yapalım ama kalitesi çok yüksek olsun. Tüm ekip buna inanıyoruz. Son dakika, yarım yamalak gelen brief’lerle iş yapmıyoruz.

Etik değerlerine şüphe ile baktığımız, rakamlara ve agresif kapitalist bakış açısına sahip marka ve kurumlardan koşarak uzaklaşıyoruz.

Amacımız, insanlara ihtiyacı olmayan şeyleri, algı operasyonu ile dayatmak değil, gereksiz tüketimden uzak ve daha özgür bir bakış açısı sağlamak.

2 yaşında PlumeMag’in hedefleri neler? Yeni projeleriniz var mı?

İkinci yılımızda heyecan verici iki işbirliğimiz var. İlki, bir sene önce genç sanatçılara destek vermek amaçlı hayata geçirdiğimiz Plume Art Gallery’nin, bu sene itibariyle Ferda Art Gallery ile ortak yürüteceğimiz bir oluşum haline gelmesi.

Diğeri ise ‘’İyi Yaşam’’ konularında, benim de severek ve ilgiyle takip ettiğim ‘’Güzellik Yayında’’ isimli mecra ile ortak içerikler ve projeler yapmak üzere anlaşmış olmamız.

Bunların yanında PlumeMag’in her günü, yeni projeler düşünerek, tasarlayarak ve hayata geçirerek geçiyor. 15 sene iletişim alanında global markaları temsil etmiş biri olarak,  bildiğimiz ‘’PR’’ devrinin sona erdiğini söyleyebiliriz.  Günümüzde en güçlü iletişim, doğru içeriğin doğru kanalda doğru kişilerle buluşması. Eğer içeriğiniz yoksa ateş olmayan yerden duman çıkarmaya çalışır durursunuz.

PlumeMag ekibi…

Bu 2 yıl boyunca karşılaştığınız zorluklar neler?

İlk olarak Türkiye’de bir girişim yapmak fikir aşamasından itibaren çok zor. Karşınızda hep bu işin neden mümkün olamayacağını anlatan insanlar çıkıyor.

Bu aşamayı geçtikten sonra özellikle dijital bir işle uğraşıyorsanız, inanılmaz suiistimale açık bir alanda olduğunuzu görüyorsunuz.

Ekip kurmak ve bu ekiple güven ilişkisi içinde çalışmak… Bu konuda ilk bir yıl çok zorlandım ama şu an ekibimiz büyük bir uyum içinde ortak ideallerle ve ortak bir hedefe doğru ilerliyor.

Ama en büyük zorluk gelir elde etmek. Türkiye gibi bir ülkede bu kadar spesifik bir yayın yapmak tahmin edebileceğinizden daha zor. Markaların %99’ı rakam soruyor. Kaç milyon kişi görecek, kaç kişi tıklayacak vs…

Onlar için sadece yıllık bütçelerinde harcadıkları paranın karşısında görecekleri rakamlar önemli. Ama anlatmak istedikleri doğru insanlara ulaşıyor mu, doğru bir şekilde anlatılıyor mu, bu iletişim sürdürülebilir bir temele oturuyor mu? Bu soruları soran çok az marka ve kurum var. Biz de sadece onlarla çalışmak istediğimiz için çok seçiciyiz.

Biraz da kendinizden bahseder misiniz, bugüne kadar neler yaptınız?

Kendimi PlumeMag’den bağımsız anlatmam çok zor. Çünkü PlumeMag, benim bugüne kadar elde ettiğim entelektüel birikimimi ortaya koyduğum ve ideallerimin gerçekleştiği bir deniz. Ben de bu denize düşen bir damlayım. Bu damla, bir hareketi başlattı ve hareket her geçen gün büyüyor. Bu da PlumeMag ekibi ile gerçek oluyor.

Saint Benoit’da aldığım Fransız eğitimi ve ardından Fransa’da Lille 3 Üniveristesi’nde aldığım sanat tarihi eğitiminin hayata bakışıma kattığı değerlerin çoğunun izleri PlumeMag’de mevcut.

En önemlisi ben kim miyim? Aslında dün doğmuş yarın ölecek bir insanım. Bu hayata geldiysem bir amacım, insanlığa bir faydam olması gerektiğine gönülden inanıyorum. Bu sebeple etik değerlerine inanmadığım yapılarda barınamadım. Para, eğer toplumsal bir amaca fayda sağlamak için kullanılmıyorsa sadece kişinin ihtiyacının çok üstünde standartlarda bir hayat yaşaması için kullanılıyorsa bunu reddediyorum.

“Nefes aldığım süre boyunca dürüst, samimi, anlamlı ve faydalı bir hayat sürebilmenin peşinde bir ‘Budala’yım.”* bu soruya en iyi cevap olur herhalde…  (*’’Budala’’ Fyodor Mihayloviç Dostoyevski / 1869)

Bir önceki yazımız olan Samantha Gözde Eşit, Sheraton Istanbul Levent’in Otel Müdürü Oldu başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ