Birgi’nin Mirası Kadınların Kadrajında…
Ülkemizde ilk kez tapu kaydına “Kültür Evi” olarak yazdırılan Birgi ÇEKÜL (Çevre ve Kültür) Evi’nin 21’inci yıl dönümü çerçevesinde bir dizi etkinlik gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda düzenlenen “Birgi’nin Mirası Kadınların Kadrajında Fotoğraf Sergisi” ve “Birgi ÇEKÜL Evi El İşi Kursu Sergisi” etkinliğine ÇEKÜL Vakfı Genel Sekreteri B. Ilgın Sözen, Ödemiş Kaymakamı Fatih Aksoy, Ödemiş Belediye Başkan Yardımcısı Cumhur Şener, gönüllüler ve vatandaşlar katıldı.
21’inci yıl etkinliğinde konuşan ÇEKÜL Vakfı Genel Sekreteri B. Ilgın Sözen, Birgi ÇEKÜL Evi’nin hikâyesinin sadece bir binanın restorasyonu ve korunması olmadığını belirterek “Bu öykü aynı zamanda bir milletin kültürel mirasına sahip çıkma ve gelecek kuşaklara aktarma kararlılığının da simgesidir. Bu vesile ile bugün, yaşayan, korunan bir Birgi görüyorsak ÇEKÜL Temsilcimiz Emin Başaranbilek ve gönüllülerimizin özverili çabalarının sonucunda olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Hepsi bizim için çok değerli, sonsuz teşekkür ederim.” dedi.
Prof. Dr. Metin Sözen’in izinde geleceğe
Prof. Dr. Metin Sözen’in “Kamuoyu duyarlılığını güçlendirerek, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel değerlere ve kimliklere sahip çıkılmasını sağlamak. Bu varlıkları özgün niteliğine dokunmadan, benzersiz kimliğini bozmadan ortaya çıkarmak, korumak, iyileştirmek, çağdaş bir anlayışla işlevlendirmek ve yaşatmak… Bir miras, bir belge olarak geleceğe aktarmak’’ cümleleriyle ÇEKÜL Vakfı’nın misyonunu bir kez daha hatırlatan B. Ilgın Sözen, “Birgi’nin mirası sadece Birgi’ye ait değil. Birgi tüm Türkiye’nin, hatta dünyanın mirasıdır. Birgi’nin doğal ve kültürel değerlerini korumak ve gelecek kuşaklar için yaşayan bir kent olma özelliğini sürdürülebilir kılmak, dünyanın farklı yerlerinden gelen kültür kuruluşlarıyla iş birliği yapmak, Birgi’yi uluslararası bir kültür merkezi hâline getirmek istiyoruz’’ dedi.
Çevre ve kültürü korumak için ÇEKÜLGPT
Vakfın 34 yıllık bilgi birikimini ve arşivlerini yapay zekâ uygulamasına taşıyacaklarını söyleyen Sözen ‘’ Kuruluşumuzdan bu yana geçen 34 yılda, Türkiye’nin sosyolojisi ve iletişim dili büyük bir değişim geçirdi. Akıllı telefonlarla doğan Z kuşağı 30 yaşına yaklaşırken, yepyeni bir kuşak da dünyaya geliyor. ÇEKÜL, bu değişime ayak uydurarak, henüz adı konulmayan bu yeni kuşağa ulaşmayı ve onları çevre ve kültürümüze sahip çıkmaya teşvik etmeyi hedefliyor.1990 yılında kurulduğumuzda, bugün kullandığımız birçok teknolojinin izi bile yoktu. 35 yıl sonra, hayatımızın her anında yer alan bu teknolojileri kullanarak vakfımızı geliştirmenin ve geleceğe taşımanın zamanı geldi. Bu amaçla, ‘ÇEKÜLGPT’ adında bir yapay zekâ projesi başlatıyoruz. Bu proje Türkiye’de sivil toplum kuruluşları arasında ilk olacak’’ dedi
Ödemiş Kaymakamı Fatih Aksoy, “inanıyorum ki BİRGİ çok daha güzel yerlere gelecektir. Birgi’nin daha fazla tanıtımının yapılması, farkındalığının artırılması, gençlerimiz ve vatandaşlarımızda bu bilincin oluşturulması için tüm kamu ve sivil toplum kurumlarımız ile çalışacağız. Emeği geçen herkese Birgili ve Ödemişliler adına şükranlarımızı arz ediyorum” dedi.
Ödemiş Belediye Başkan Yardımcısı Cumhur Şener ise ÇEKÜL Vakfı yöneticilerine teşekkür ederek başladığı konuşmasında, “Birgi’nin bugün bulunduğu noktada olmasının en büyük sebebinin Prof. Dr. Metin Sözen olduğunu belirtti. Şener, Tarihi Kentler Birliği ile yaptıkları toplantıların Birgi için bir eğitim odağı olduğunu belirterek bugün UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesindeysek ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün 2022 En İyi Turizm Köyleri Listesinde yer alıyorsak ÇEKÜL Vakfı’nın ve Birgi gönüllülerinin bunda katkısı çok büyüktür. ÇEKÜL ile çalışmaya ve yeni projelerine katkı sağlamaya devam etmekten büyük mutluluk duyacağız” diyerek düşüncelerini ifade etti.
Atölye çalışmaları kalıcı sergi oldu
Yöreye özgü motiflerin yer aldığı “Birgi ÇEKÜL Evi El İşi Kursu Sergisi” ve yöre kadınlarının gözünden çekilen arşiv değerindeki “Birgi’nin Mirası Kadınların Kadrajında Fotoğraf Sergisi” kalıcı olarak Birgi ÇEKÜL Evi’nde sergilenecek.
21’inci yıl kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen bu etkinlikler, Birgi’nin de önemli bir parçası olduğu Küçük Menderes Havzasının tüm değerleriyle geleceğe taşınabilmesi, koruma bilincinin gelişebilmesi için büyük önem taşıyor.
ÇEKÜL Vakfı örgütlenme, eğitim, ağaçlandırma çalışmaları için bir merkez hâline getirdiği Birgi’de yerel yönetimler ve sivil örgütlerle geliştirdiği iş birlikleri sayesinde kent bütünde korunma sağladı. Birgi’nin bu başarısı; UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine girmesi, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün 2022 En İyi Turizm Köyleri Listesinde yer alması gibi olumlu gelişmelerle pekişti. Birgi’nin komşusu Bozdağ’da, ÇEKÜL 7 Ağaç Ormanları Programı kapsamında 2012 yılından günümüze 1 milyon 10 bin fidan dikildi.
ÇEKÜL Bilgi Ağacı doğal ve kültürel miras içerikli eğitim çalışmalarını Birgi’ye de taşıdı ve 2016 yılından bu yana 161 öğretmen ve 2 bin 319 öğrenciye ulaştı.
Birgi ÇEKÜL Evi’nde aynı zamanda bir araştırma merkezine de bulunuyor. ÇEKÜL Bilgi Belge uzmanları tarafından sınıflandırılarak çocukların ve yetişkinlerin kullanıma açılan kütüphanesinde, ortalama 2 bin adet kaynak bulunuyor.
Ülkede ilk kez tapu kaydına kültür evi olarak yazdırıldı
Birgi ÇEKÜL (Çevre ve Kültür) Evi, Küçük Menderes Havzası’nda doğal ve kültürel varlıkların korunması çalışmalarına öncülük eden bir merkez olarak faaliyet gösteriyor. Sürekli zenginleşen kitaplığı, düzenlenen etkinlikleri ve eğitim çalışmalarıyla, ülkemizde ilk kez tapu kaydına kültür evi olarak yazdırılan bir “Kültür Evi” olma özelliğini taşıyor.
Osmanlı Dönemi’nde Hacı Osman Medresesi’nin Müderris Odası olan tarihi yapı, Cumhuriyet Dönemi’nde Okuma Odası olarak kullanıldı. 1997 yılında ÇEKÜL Vakfı tarafından satın alınarak restorasyonu yapıldıktan sonra 24 Mayıs 2003’te kullanıma açıldı. 1996 yılında onaylanan Birgi Koruma Amaçlı İmar Planı, Birgi’yi Türkiye’de Koruma Amaçlı İmar Planı yapılan ilk belde yaparak, uzun soluklu koruma çalışmalarının başlangıcını müjdeledi.
7 Bölge 7 Kent Projesi ile kimlikli kentler
ÇEKÜL Vakfı, 1990’ların başında 7 Bölge 7 Kent Projesi kapsamında Türkiye’nin tarihi ve kültürel mirasının korunup yaşatılması için önemli bir girişim başlattı. Proje Kemaliye, Midyat, Talas, Kastamonu, Akseki, Birgi ve Mudanya gibi pilot kentlerde uygulanarak zamanla Kendini Koruyan Kentler Programı’na dönüştü ve Anadolu’daki kimlikli kentleri kapsadı.
Birgi ÇEKÜL Evi’nde yerel üretimi desteklemek için düzenlenen kurslar ve atölyelerle yöreye ait geleneksel motifler kadınların elinde yeniden şekilleniyor, ÇEKÜL Dükkân’da (www.cekuldukkan.org) satışa sunuluyor.
ÇEKÜL Hakkında
ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı) ülkemizin doğal ve kültürel varlıklarını korumak amacıyla 1990 yılında Prof. Dr. Metin Sözen öncülüğünde kuruldu.
Kuruluşundan bu yana doğa-kültür-insan arasındaki yaşamsal uyumun savunucusu oldu. ÇEKÜL, “Doğa ve Kültürle Varız” sloganıyla hayata geçirdiği proje ve programlarla, en küçük yerleşmeden ülke bütününe açılan bir koruma yaklaşımı benimsedi.
Kültürel dokunun korunarak geleceğe aktarılması için koruma amaçlı kent planları hazırlanmasını, tarihi mahallelerin, geleneksel çarşıların korunmasını, sivil mimari örneklerinin restore edilerek yeni işlevler kazanmasını, kent meydanlarının yeniden canlanmasını, kent müzeleri ve arşivlerinin kurulmasını sağladı.
Ülkenin dört bir köşesindeki küçüklü büyüklü kentte koruma hareketini, koruma seferberliğine dönüştürerek tarihi dokunun çağdaş kentle ilişkilendirilmesine, kentlere kültür ve doğa öncelikli bir gelecek vizyonu kazandırılmasına öncülük etti.
Doğal doku kaybolmaya başladığında insanın yaşam alanının tükendiği, kültürel mirasını yitirmeye başladığı bilinciyle hareket ederek toprağı, yeşili korumak ve çoğaltmak için İstanbul’da başladığı ağaçlandırma çalışmalarını Anadolu’nun her karışına yaydı.
ÇEKÜL, Anadolu kentlerindeki yerel yöneticilerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, girişimcilerin ve halkın; kentlerinin benzersiz doğal ve kültürel birikiminin farkına varması, bu değerli birikime sahip çıkması için yol göstermeye devam ediyor.
Anadolu kentlerinde bıraktığı kalıcı izlerle her zaman danışılan, yol gösteren, güvenilen; gönüllü temsilcileri ve uzman kadrolarıyla doğal ve kültürel mirasın korunması taleplerine yetişmeye çalışan bir sivil toplum kuruluşu.
Bir önceki yazımız olan Nilüfer Yağcıoğlu'dan “Kendi Başına" başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz.