Leda Boyacı’dan 2. Kitap Geliyor…
Daha önce 2 Şekerli adlı öykü kitabıyla edebiyat dünyasına giriş yapan Leda Boyacı, yeni kitabının yakında çıkacağını söyledi…
Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu olan yazar Leda Boyacı, bugünlerde bir roman üzerinde çalışıyor. Daha önce Artikel Yayıncılık’tan çıkan 36 öyküden oluşan İki Şekerli adlı bir kitabı bulunan Leda Boyacı, aşk macera konulu yeni romanı için şimdiden heyecanlı olduğunu belirtiyor.
Leda Boyacı, aynı zamanda Yazarak Rahatlama Teknikleri adı altında Yaratıcı Yazarlık Atölyesinde Eğitmenlik, İzmir Metro 35 Gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor.
Leda Boyacı Kimdir?
Leda Boyacı. 31 Mart 1984 İstanbul doğumlu. Evli ve iki çocuk annesi. Lise yıllarında aşk şiirleri yazdı ve uzun günlükler tuttu.
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü 2007 yılında sınıf ikinciliğiyle bitirdi. Üniversite bünyesinde 2006’da çıkardıkları “Birinci” ve “Genç Açı” adlı gazetelerde haberleri bulunuyor. Aynı tarihte “Haber Ajansı” stajımı da başarıyla tamamlayarak sertifika aldı.
Kocaeli Üniversitesi kütüphanesinde halen mevcut olan 2007 ‘de hazırladığı “İletişim Sürecinde Karikatürün Değişen İşlevi ve Gazete Karikatürlerinin Analizleri” adlı tezi kaynak olarak kullanılmaktadır. Yine aynı yıllarda bazı dizi oyuncularıyla ve ünlülerle çeşitli röportajları bulunmaktadır.
Milliyet Gazetesi TV -Ekran Servisi’nde 2006 ‘da stajımı tamamladı. Milliyet Gazetesi Karikatürüsti Ercan Akyol ile yaptığı röportaj Aydın Doğan Vakfının düzenlediği 19. Genç iletişimciler yarışmasına gönderildi.
O yıllarda Kınalı Ada Gazetesi Temmuz- Ağustos sayısında, Son Vapur Haber Bülteni bölümünde “Hayata Dair ve Biz Gençler” adlı köşe yazısı yazdı.
2016-2018 yıllarında Yeşim Cimcöz Yazı Atölyelerinden “Yazarlık ve Öykü Uygulamaları hakkında eğitimler aldı.
2016 ‘da “Leda Yazmak İstiyorum” adlı bloğumu açtı. Halen blog yazarlığı devam etmektedir. Kasım 2018 yılında Artikel Yayıncılık aracılığıyla ilk kitabı olan İKİ ŞEKERLİ yayımlandı.
İki Şekerli Öyküsünden bir parça…
Evlendikten sonra öğrendim ki sabah saat on bir kahve içme saati. Buluşmalar kahve saatine göre ayarlanıyor. Kahveye sana mı gelsem? Kahveye de bekleriz sözlerini pek duyar oldum. Bir de kahveyi keyifle yudumlayıp yanında sigara içenleri merak ediyorum. Ne anlıyorlar acaba? Gerçekten de bir kahvenin kırk yıl hatırı var mıydı?
Rafet’im canım kocacığım seni seviyorum ama bu kahve bana çok acı geliyor. Midemi bulandırıyor. Çarpıntı yapıyor. Dokunuyor işte! diyorum her defasında.
Evliliğimizin altıncı yılı. Anlamıyorum. Küçük kızlarım, babaları kahveyi bitirdikten sonra fincanı parmaklayıp her içtiğinde peşinden koşuyorlar. Bayılıyorlar. Hem de şekersiz içiyorlar. Kızıyorum ama nafile. Hiç üç yaşındaki, beş yaşındaki çocuk kahve içer mi? İnanamıyorum. Arap olursun lafından bile korkmuyorlar. Acaba ben de içsem rahatlar mıyım diye düşünüyorum hem de ailem bu kadar bağımlıyken. Devamı için ledaboyaci.com
Bir önceki yazımız olan Yaprak Gürdal, Kanada Hikayesini yazdı: Denizaşırı Yalnızlık... başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz.