Merve İldeniz: Sanıldığının Aksine Mankenlik Sırasında Taciz Azdı…

Geçtiğimiz hafta edebiyat dünyasında deyim yerindeyse bir taciz bombası patladı… Çok okunan yazarlardan Hasan Ali Toptaş’ın bir kadını taciz ettiğinin ortaya çıkmasının ardından yıllardır tacize sessiz kalan diğer kadınlar da sesini yükseltti.
Bu seslerden biri de eski mankenlerden Merve İldeniz… Yıllar önce başından geçen bir gizli tacizi facebook sayfasında anlattı, işte onun ağzından söyledikleri…

“Japonya’da selamlaşmadan yolda yürüyemezsiniz? Orada çalışırken üç ayda alışmıştım, yolda her kiminle gözgöze gelirseniz başınızı hafifçe öne eğip hai! dersiniz. Dönünce alışkanlıktan aynısını bir kerecik Beyoğlu’nda yapmıştım da , iş görüşmesine gittiğim mağazaya kendimi dar atmıştım. Yemin ediyorum peşimde bir ordu yürüyordu ve selam verdiğim katılıyordu.
O nedenle bugün bir arkadaşımın da yazdığı gibi asık suratlı olmayı öğretti hayat bana. Askerlere gülüp selam veren bir kızken:)
Sanıldığının aksine mankenlik sırasında taciz azdı. Bir şekilde korkutuyordum belki kimbilir?
Elbette önünü kesme manevraları, önceden anlayabilme yeteneği filan gelişmiş adeta refleks olmuştu ama sanki ağırlığın artıkça cesaretleri kırılıyordu.
Gene de zaman zaman olmuştur. Yazının sonunda beni en üzenini de yazacağım ama şu ağırlık mevzusu önemli….
Kişinin olgunluk kalitesi yerine mevkisi yükselip ağırlaşırsa tacizkarlaşıyordu.
Muhattap da ağırsa mevkide, tırsıyorlardı. ( bu kadın ünlü, şimdi bizi gazetelere rezil etmesin vs)
El mecbur başka bir uslup geliştiriliyordu. Sanki konuşmalar adeta şifreli gibi bir hal alıyordu.
Size zamanında beni çok üzmüş bir tanesini anlatayım bari:)
İsim yok:) zamanının çok oturaklı bir basın yayın, tv kurumunda çok önemli mevkide , epeyce de yaşını başını almış, camiasında çok da sevildiğini düşündüğüm, (en azından sayılan biri) hem de ajansım aracılığıyla beni görüşmeye çağırmıştı.
Aslında konu ona gitmemeliydi, bu işe rahatça astları bakardı ama kendisi beni görmek, konuşmak istemişti.
O sıralar ben bir kadın moda dergisine transparan giysiler koleksiyonu çekerek , sanki daha önce hiç giymemişim gibi çok konuşuluyordum. Özetle aynı tarz bir başka çekimi bir erkek dergisi için istiyordu. Bana yurtdışında benzer işleri playboya filan yapan cindy’yi örnekleyerek….
İşin bu kısmı gerçekten zordu. Bir gün vardı ve ben oturup neyi ne kadar profesyonel kabulüme alıp almayacağımı saatlerce düşünmüştüm. Bana göre moda dergisi elbise tanıtıyordu ama erkek dergisi bedenimi sergiliyordu. Aynı tarz bile olsa çekimler, profesyonel tanımıma aykırıydı. Bu iş mankenlik değildi. En azından bana göre?
Merve İldeniz: Kaç para önerirse önersin reddettim…
Ama kalkıp gidicem bir türlü bırakmıyor? Bana sorular gelmeye başladı.
-“ileride ne yapacaksın? Evlenip anne olacak mısın?” Dedi.
-” bilmiyorum, göreceğiz.” diye kısa kestim çünkü taciz ön saptama radarlarımda hareketlenme başlamıştı

Tam, tanıştığımıza memnun oldum diye lafa giriyorum, adam anlatmaya başladı.
Bir oğlu varmış ölmüş.
Hay Allah? Üzücü elbette.
Yeni eşi hem yaş olarak ileriymiş( kendi de öyle?) hem de iş hayatı hanımının çok yoğunmuş?
İyi de bana neee?
Neden bunları iş görüştüğün yarı yaşında kıza anlatıyorsun diye huzursuzca kıpraşırken, geldi kaliteli taciz

Mirasını bırakacağı evladı yokmuş, bir çocuğu olsa doğuranı ihya edermiş, boğazda yalılarda yaşatırmış, çocuğun her masrafını öder, soyadını da verirmiş









Olay belli olmuştu da o noktada iyice emin olmak için dayanamadım şunu da sordum.
“-Bu bebeği hastane ortamında suni döllenme ile mi yapmayı düşünüyorsunuz?”
Şöyle bir gerindi, geriye kaykıldı,
-“öhöm, eee yani yok ” dedi. -” artık önce bir yemeğe çıkılır filan”
Gülümsedim.
“- öyle birini bulmanız için size dua edeceğim:)” dedim.
Sonra ayağa kalktı ve geldiğim için teşekkür etti. Ayrıldım..
Bu konuşmanın hiç bir yerinde o bebek işi için bana bir teklif ya da ısrarda bulunulmadı.
Mesaj kriptolu geldi, yanıtı yekten gitti.
Eve dönerken hatta kendi kendime,, adam kesin vazektomilidir, kim bilir kaç
kişi de yemiştir diye düşünüp eğlenmiştim bile:)
Bu olaya fazla kızmamıştım cüret sinir bozucu olsa da, çünkü taciz tanımıma tam girmiyordu. Bu bir denemeydi.
Ama sonra o basın yayın kuruluşundaki tüm işlerim,dört yıllık tv programım da dahil iptal edildi. Her ay en az bir dergileri ile çalışırken hepsi durdu. Kuruluşun tv reklamlarının yüzüyken hepsi bitti. Çok ama çok ciddi bir şekilde ekmek paramla oynanmıştı.

Kaliteli tacizin kalitesiz cezasını yedik yani:)
Fena ah ettim. O kişiye değil, öyle bir tarzım yoktu ki?
Ben aniden olan devasa maddi kaybıma çok içten aaahhhhhhhhhhhhhhh yaaaaa! olmuştum sadece.
Ajansıma anlattım ama gidip rakip kuruluş ya da tanıdığım basın mensuplarına anlatmadım.kemiksiz çıkmıştı adam bence o işten….
Neden bana artık iş vermiyorsunuz da demedim elbette. İşi bırakana dek o kuruluşla bir daha hiç çalışmadım.
Adama ne mi oldu?
İster inanın ister inanmayın,
Mecidiyeköy altgeçidinde koskoca otobüs üzerinden geçti. Öldü. Allah rahmet eylesin…
***
Merve İldeniz’in bahsettiği kişiyi tabii ki basında olup da tanımayan yoktur ama kendisi yazmadığına göre biz de yazmayacağız.
Umarız taciz için kadınlar daha çok sesini yükseltir ve taciz eden de buna cesaret edemez…
Bir önceki yazımız olan D Vitamini Düşüklüğü, Coronavirüs İçin Risk Sebebi... başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ