Nehir Onay’a Cannes’dan Ödül…

Nehir Onay’a Cannes’dan Ödül…
Haberi paylaşın...

ABD’nin New York kentinde belgesel film üzerine master eğitimi alan Türkiyeli öğrenci Nehir Onay, yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptığı, profesyonel bir bale kurumu ve oradaki bir koreografiyi konu alan Sur Les Pointes adlı projesiyle Cannes Kısa Film Festivali’nde ”en iyi kısa belgesel” ödülünü kazandı.

Nehir Onay, ödülle ilgili olarak ”Sıkı çalışmalarımızın ve verdiğimiz emeklerin karşılık görmesi bizi çok mutlu etti. Dans gibi film alanında örnekleri daha önce görülmemiş bir konuyu farklı, yeni bir açıdan ele almak asil hedefimizdi. Filmimizi kısa ama öz tutup, hikâyeyi canlı ve keyifli bir şekilde anlatmak istedik. Bu etkiyi hem Amerikan hem diğer kültürlerdeki izleyicilerde yaratabilmiş olduğumuzu gördük” dedi.
Farklı film festivallerine de katılacağını belirten Onay, kısa belgesel film dalında Sundance Film Festivali, Big Sky Documentary Film Festivali, Miami Film Festivali ve Key West Film Festivali’ne de başvuruda bulunduğunu söyledi.
Nehir Onay’ın belgeseli, 13-21 Eylül’de yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl online düzenlenen Cannes Kısa Film Festivali’nde gösterilmişti.

Nehir Onay, Instagram’dan kendisini tebrik edenlere teşekkür ederek “Sevgi dolu mesajlarınız için herkese buradan topluca teşekkür ederim. İlginiz ve desteğiniz benim için gerçekten çok önemli. Çok sevdiğim ülkemi temsil edebildiysem ne mutlu bana” dedi.

NEHİR ONAY NEW YORK HİKAYESİNİ ANLATIYOR

Nehir Onay 1998 İzmir doğumlu. TAKEV’den (Türk Alman Kültür ve Eğitim Vakfı Okulları) mezun. Lise sonrası Amerika’nın Orlando kentinde bulunan Full Sail Üniversitesi’nde film eğitimi aldı. Üniversiteden daha mezun olmadan “Sur Les Pointes” adlı kısa belgeseli çekti. Onay, New York serüvenini şöyle anlatıyor:
“Full Sail Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra sektörün en canlı olduğu bölgelerden biri olan New York’a taşınmaya karar verdim. Taşındıktan sonra yoğun bir iş arayışı içerisine girdim. Hedefim büyük şirketlerin projelerinde yer almak ve en zeminden başlayıp bu işi yıllardır yapanlardan öğrenip adım adım yükselmek oldu.

YENİ PROJELER İÇİN ÇALIŞIYORUM

New York’a yeni taşınmıştım ve kimseyi tanımıyordum. İnternetten işlere başvurmaya başladım ama süreç çok uzun zaman alıyordu. Bana verilen çalışma izni süresi ise sadece bir yıldı. Korona öncesi New York’ta sokağa çıktığınızda her yerde çeşitli diziler ve filmler çekiliyor olurdu. Ben de bir gün Central Park’ta yürürken bir dizi setine denk geldim. Hızlıca iş aradığımı, film eğitimi aldığımı, bu konuda ciddi olduğumu anlattım ve iletişim bilgilerimi bıraktım. Bu şekilde ilk işimi aldım. New York’ta saygılı, istikrarlı ve disiplinli bir çalışma ahlakınız olduğu takdirde sizi geri çağıracaklardır. Bu şekilde Koronavirus vurana kadar çeşitli filmlerde ve dizilerde çalıştım. Pandemi sonrası bütün iş yerleri teker teker kapandı. Ben de bu süreçte kendimi geliştirmeye, kariyerimde ilerlemeye ve eğitimimin üzerine eklemeye karar verdim. Ve Amerika’nın en eski ve köklü okullarından biri olan City College of New York’ta film sanatı üzerine yükseköğretim programına başvurdum ve kabulümü aldım. Şimdi çok yoğun bir şekilde derslerim ve gelecek projeler üzerine çalışıyorum.”

Diğer kültür  sanat haberlerini buradan takip edebilirsiniz…

Bir önceki yazımız olan Yarının Kadın Yıldızları İstanbul Müzik Festivali Sahnesinde başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ