Sema Gür: Kadınları 23 Eylül’de Bisiklet Turuna Bekliyoruz…

Süslü Kadınlar Bisiklet Turu bu yıl 63 şehirde eş zamanlı yapılacak. 2013’te ilk adımı atan ve daha sonra isim hakkını da alan turun mimarı Sema Gür ile turun hikayesini ve bugününü konuştuk…
Sema Gür, aynen kendi başlattığı bisiklet turundaki rengarenk görüntüler gibi renkli biri. Okulda ders verirken çocuklar sıkılmıştır, dikkatlerini çekeyim diye masanın üstüne çıkıp orada ders anlatan, çok güzel şarkı söyleyen, dans etmeyi seven enerjik, çevresini motive den bir kadın.
Bisiklete binmeyi 38 yaşında öğrenmiş. “Öğrenme pratikleri yaparken korkuyordum” diyen Sema Gür, o günleri şöyle anlatıyor:
“Ben bisikleti yeni öğrenmeye çalışıyordum. Arada da bisiklet gruplarına katılıyordum. Ama onlar çok hızlı, çok sportif ve çok ciddilerdi. Hepsi bisiklet için özel giyinmiş, her bisikletlinin dağ bayır tırmanması gerekirmiş gibi hissediyordum onlara bakınca. Bisiklet gruplarına girince bir yarışa girmiş gibiydik. Ben de aman çarpmayın bakın ben buradayım, beni görün diye kafama, bisikletime kurdele, eşarp gibi bir şeyler bağlıyordum. O nedenle bana Uçuşan Teker adını takmışlardı…
Oysa ben sakin sakin bisiklete binmek istiyordum. Gezme amaçlı binmek istiyordum. Bisikleti elbise ile de kullanmak istiyordum. Bu fikirlerimi söyleyince “aaa olur mu canım” tepkilerini alınca neden olmasın ki dedim ve bir etkinlik düzenlemeye karar verdim. Kadın arkadaşlarıma da Süsü Kadınlar turu yapalım dedim bir duyuru da yaptım. 25-30 kişi oluruz diye tahmin ettim. Ama o gün o saatte gittiğimde 250 kadını görünce “ben ne yapacağım şimdi” deyip kaçmak istedim. Çünkü bisikleti bile yeni öğreniyordum. Ama arkadaşlarım, “hadi öne geç, bu kadınlar senin duyurunla geldi” deyince utana sıkıla öne geçtim. Çok da güzel geçti….”
O gün İzmir Saat Kulesi’nde başlayan tur, yıllar içinde diğer şehirlere yayıldı. Hikayesi merak edilmeye başladı. Tedx Reset konuşmacısı olarak davet edildi ve orada da anlattı hikayesini…
Tur, bu yıl 23 Eylül’de Türkiye’de 65 şehirde ve İtalya Milano’da eş zamanlı yapılacak…
Sema Gür’e hem kendi hikayesini hem de Süslü Kadınlar Turu’nu sordum…
Öncelikle okuyucularımıza kendinizi anlatır mısınız? Kimsiniz mesleğiniz eğitiminiz nedir?
Ben Sema Gür.1973 Bandırma doğumluyum. Öğretmen bir anne babanın ikinci çocuğuyum. 1997 yılından beri Amerikan Koleji’nde tarih öğretmenliği yapıyorum. Bisiklete binmeyi 38 yaşımda öğrendim ve hemen ardından Süslü Kadınlar Bisiklet Turu organizatörlüğünü de yapmaya başladım.
Nasıl ve ne zaman başladı süslü kadınlar bisiklet turu ve siz bu yıllar içinde büyüyen hareketin ilk adımını nasıl attınız?
Ben yaklaşık 38 yaşımda bisiklete binmeyi öğrendim. İlk başladığım zamanlarda bana yardımcı olan yakın arkadaşlarım olmasaydı cesaret edip de bisikletimle yollara çıkamazdım. Bisiklet gruplarında turlar yaparken yardımcı olan arkadaşlarımın yanında bisikletin erkek egemen yanıyla da tanıştım. Geride kalmam, kıyafetim zaman zaman eleştiriliyordu. Ayrıca turların zorluk dereceleri hakkında kadın arkadaşlarımla sohbet ederken bisiklete sakin sakin binmek istediğimizi, istediğimiz kıyafetle binme hevesimizi komik anılarla konuşurken bu tur fikri ortaya çıktı.
Bisiklet sadece spor aracı değildi, aynı zamanda ulaşım aracıydı. Dilediğimiz kıyafetle de binebilirdik pekala… Çevremde 38 yaşımdan sonra nasıl cesaret edip de turlara gittiğimi, bu yaştan sonra nasıl uzun turlara gittiğimi soran çok kadın da oldu.
Çoğu insandan duyduğum ise, bisikletlerinin balkonda, bodrumda çürümüş olduğuydu…
Beni cesaretlendiren arkadaşlarım vardı, erkek egemen dünyaya da iki çift lafımız vardı. Bisiklete binmeyi az bilen kadınlar da varolan turların erkek egemen tavrından yakınıyordu. Onları cesaretlendirecek bir hareket yapabilirdik. “KADIN SOKAĞA ÇIKARSA DÜNYANIN DEĞİŞECEĞİNE” inananlardanız ve buna kafa yoruyoruz.
”Kadın sokağa çıkar bisiklete binerse, çocuğu da biner. Onlar bisiklete binerse evin babası da biner” dedik…
2013 yılında sosyal medyada bir etkinlik sayfası oluşturdum ve dostlarla 5 kişi gelir mi acaba diye çıktık yola. Bir baktık yaklaşık 200 kadın bizi bekliyor:)
Sosyal medyadan da sizi takip ettiğim için biliyorum, negatif yorumlar da çok, yıldırıcı mesajlar da var. Bunlara karşı nasıl bir yol izliyorsunuz?
Her faaliyette olduğu gibi herkesi memnun edemiyorsunuz. Zaten bunu hedeflemeye kalkarsanız yandınız. İyi bir şey yapmaya çalışırken paçanızdan aşağıya çekmeye, enerjinizi düşürmeye çalışanınız da bol olur. Önceleri çok geriliyordum sonra bir rahatlama geldi. Şunu anladım ki, herkese cevap vermemek ve ikna etmemeye çalışmak en güzeli. Bazen sadece susuyor ve gülümsüyorum.
Süslü Kadınlar Turu hacim olarak çok büyüdü. Siz tahmin ediyor muydunuz bu büyümeyi ve şu anda toplam kaç şehirde yapılıyor? Yurt dışından da ilgi var mı?
Biz 2013 yılında “eğleniriz biraz, biraz da sosyal medya sayesinde farkındalık yaratırız 5 kişi” dedik arkadaşlarımla. Asla tahmin edilecek bir şey değil bu. Tur fikrinin başında öyle bir şey yapayım ki kitleler peşimden gelsin şeklinde bir düşünce asla olmadı. Felsefesi sonradan oturdu zaten. Şunu fark ettim ki, bir işi samimiyetle içten gelerek yaparsanız bir yerlere ulaşıyor.
2018 yılında resmi olarak 65 kaçaklarla sanırım 70 şehirde yapılır turumuz. Neden kaçaklar diyorum? Çünkü turun isim haklarını almak durumunda kaldım. Şehirlerden gönüllü kadınlar bana ulaşıyor ben de birebir görüşüp uygunluğuna bakıp karar veriyoruz. Bazı şehirlerden bizden habersiz yapıyor aylar sonra duyuyoruzJ
Pınar Pinzuti ile beraber bu konuda çok sıkı çalışıyoruz. O yurt dışı bağlantılarımıza devam ediyor. Kendisi Milano’da yaşıyor ve bu yıl turu orada da yapacak. Yurt içi hariç, Milano, Bern, Köln, Bakü ve Dubai’de de yapılması planlanıyor. Eş zamanlı yapacağız turumuzu. Sanırım Türkiye tarihinde bir ilk. Hatta dünyada bu kadar şehirde eş zamanlı yapılan bir tur var mı bilmiyorum?
İlk yapıldığı yılla kıyaslarsanız şimdi turda ne gibi farklılıklar var?
Şehir sayımız çok arttı. Destekçi firmalar daha fazla ilgilenmeye başladı. Bizim amacımız para kazanmak ve kazandırtmak olmadığı için çoğunu geri çeviriyoruz. Ancak kamu yararına bazı destekleri kullanıyoruz. Örneğin Accell Bisiklet Fabrikası, çocukların eğitimine burs veren EÇEV’e bizim adımıza burs yatırıyor.
Avrupa Birliği afiş masraflarımızı karşılıyor ve sosyal medyada görünürlüğümüzü artırıyor. KLM Havayolları firması da İstanbul turumuza destek amacıyla turun başlangıç noktasına ücretsiz bisikletler getirtecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı da kolaylaştırıcı tedbirler alıyor. Kültürpark’ı ve Kent Orkestrası’nı bizim için hazırlayacaklar.
Bu yıl farklı olarak en öne çocuklar ve annelerini, arkalarına da huzurevinden konuklarımızı alacağız.
Tura erkekler de katılmak istiyor mu, bu konuda talep var mı ve geliyorsa ne cevap veriyorsunuz?
Bize en çok sorulan sorulardan biri ve en çok eleştirildiğimiz noktalardan biri…
Erkek bisikletçiler tarafından “ayrımcı” olarak nitelendirildik. Destekleyenler de oldu ancak rahatsız edici söylemler de duyduk. Biz “pozitif ayrımcılık” yapıyoruz. Siyasi bir yanımız varsa o da “kadının özgür duruşu”dur.Bir erkeğin yönlendirmesi ve izni olmadan, dilediğimiz gibi bisikletimizle ya da bisikletsiz sosyal yaşama karışmaktır duruşumuz….
Biz kadın bisikletçiler diğer zamanlarda turlara, formamızla, uygun kıyafetimizle kadın erkek bir arada gidiyoruz zaten. Amacımız bisiklete hep süslü binilmesi değil ki. “Bisiklet günlük hayatımızın bir parçası olabilir.” Diyoruz biz. “Günlük kıyafetimizle ya da elbisemizle de binebiliriz” kısmını göstermek istiyoruz. Geçmiş yıllarda onlara gelmeyin dedik geldilerJ Şimdi diyoruz ki:”Tamam gelin ama bize saygılı olarak şık gelin ve arkada durun. Çünkü bu bir KADIN etkinliği…”
Bisikleti olmayan ama tura katılmak isteyen kadınlar için bir kolaylık oluyor mu?
Bisikleti olmayanlar için bisiklet kiralama noktalarını sayfalarımızda ilan ediyoruz. Erkek arkadaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz ki bisikletlerini kadınlara versinler. Ayrıca geçen yıl belediyemiz bize bir jest yaptı ve Bisim’leri yani kiralık bisikletleri, Konak Meydanı’na getirdi. Bu yıl da getireceklerini ön görüyoruz.
23 Eylül öncesi siz neler eklemek istersiniz, kadınlara bir mesajnız var mı?
Turumuzun bilgilerini tüm sosyal medya alanlarındaki sayfalarımızdan alabilirler. Kayıt veya şartımız yok.
23 Eylül’de “Gel, ne olursan ol gel” diyoruz. Hep beraber olunca güçlü oluruz ve sesimizi duyurabiliriz. Yılın en renkli, en eğlenceli bisiklet turuna tüm kadınları bekliyoruz.
-
Röportaj: Dilek Kaykılar / Manşet Fotoğrafı: İlker Gül
Bir önceki yazımız olan Sümbül Yakar: Nepal Beni Çok Etkiledi başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz.
sema gürü tebrik ediyorum, inşallah bayanlarımız böyle şeylere daha fazla önem gösterip etkinlik düzenler, şuan pek çok ev hanımımız spor gibi etkinlikleri yapmıyor.
Ben kızımla beraber gideceğim elimden geldiğince fazla kişiye de haber vermeye çalışacağım, bu güzel düşüncenin bence desteklenmesi gerek.
Böyle güzel düşünceleri görmek beni mutlu ediyor, bu düşünceler arttıkça bence gelişimimizde aynı hızlı artacak.