Ayşen Gencer’in Yeni Romanı Yolda…
Daha önce bir şiir kitabı çıkaran “Yeni nesil kadın yazarlar”dan Ayşen Gencer, bugünlerde yeni romanı KOD üzerinde çalışıyor…
Ayşen Gencer, yeni nesil kadın yazarlardan… Hayatı boyunca farklı eğitimler farklı işlerin içinde olmuş ama tek değişmeyen yazmak tutkusuymuş. Gencer yazmaya olan tutkusuyla ilgili olarak “Yazmak eski bir tutkum. Küçükken de günlükler tutardım ve sürekli bunlar başıma dert olurdu çünkü günlükler sır tutamazdı. İspiyoncuydu ve her annenin en yakın suç ortağıydı… Yine de günlük tutmaktan ve yazmaktan vazgeçemedim” diyor.
1977 Antalya doğumlu olan Beden Eğitimi ve Spor Bölümü mezunu olan Gencer. mezuniyetinden ardından 1 yıl sözleşmeli öğretmen olarak İstanbul’da görev yapmış. Ayşen Gencer o dönemi şöyle anlatıyor:
“İşimi geçim sıkıntısı yüzünden sürdüremedim. Aynı anda birçok işte çalıştım. Tüm bu mücadeleler arasında şu an çalıştığım şirketin muhasebe bölümünde part-time hafta sonları ayak işlerini yapmak üzere başladım. Hafta sonları gelip fotokopi çekip, kargolarını yazıyordum. Sonra buradan aldığım teklif üzerine öğretmenlikten istifa ettim. Şirkette müşteri ilişkilerinden, lojistiğe, muhasebeye kadar hemen hemen her departmanında çalıştım.”
Çalışma hayatı devam ederken eğitimleri de ihmal etmeyen Gencer, bu süreçte 2. üniversiteye kaydolarak maliye bölümünü bitirmiş ve Mali Müşavirlik Belgesi almış. Son iki yıldır da aynı şirkette finans müdürü olarak görev yapıyor.
İlk şiir Kitabı Kadın Suyuna Çorba…
Ayşen Gencer’in Sokak Kitapları Yayınları’ndan çıkan ilk kitabı Kadın Suyuna Çorba, kadına yönelik şiddetle ilgili şiirlerden oluşuyor. Gencer, ilk kitabı ve üslubuyla ilgili de kendini şöyle anlatıyor: “İlk kitabım “Kadın Suyuna Çorba” adlı şiir kitabımda kadına şiddet temasını işledim. Sert bir üslubum var. Kimilerinden çok övgü kimilerinden çok eleştiri aldım ama kendimi ifade etme tarzımdan vazgeçmedim. Bu dergi yazılarım için de bu şekilde. Hayatın içinde olanları yaşandığı şekliyle dile getirmeyi seviyorum. Hayat çok sertken kendime yumuşak kelimeler bulamıyorum yazmak için.”
Yazar Ayşen Gencer aynı zamanda Sanat, Edebiyat ve Psikoloji Dergisi 46’lık’da da yazıyor.
Ayşen Gencer’in 46’lık dergisindeki bir yazısından bir bölüm…
Üretken, çalışkan, ayaklarının üzerinde duran kadınlardık. Kimseye ihtiyacımız yoktu. Hatta kendimize bile. Kadın olmanın birçok vasfından vazgeçmiş, ‘güçlü kadın’ olmayı seçmiştik. Erkek gibi giyinir, erkek gibi yaşar, yeri gelir erkek gibi küfreder, çoğu zaman onlardan daha yüksek statüde daha fazla gelir elde ederdik.
Paylaşılmayan hayatlar; bireyselleşmiş geçici hevesler ve hedefler koymuştu önümüze. Gün sonunda hep yalnızlık vardı. Kariyer basamaklarını tırmanırken bir şeylerden vazgeçmiştik. Fırsat maliyetiydi yalnızlık başarmışlığımızın. İyi bir terfi, daha yüksek maaş, marka kıyafetler, eşi benzeri olmayan hepi topu bir haftaya sıkıştırılmış tatillerimiz…
‘Ekonomik Özgürlük’ diye nitelendirdiğimiz şeyle çizilmişti sınırlarımız. Süregiden bir tüketim zincirinin halkasıydık artık. Mal ve hizmet üretiyor, ürettiğimiz şeyleri tüketiyor, sonra yine üretiyor ve yine tüketiyorduk…
Doğaya ters düşmüştük bir kere. Dengeli olandan uzaklaşmıştık. Kadın-erkek arasındaki ilişkiyi doğru kuramamış, amansız bir rekabete girişip mutlu olmamış ve mutlu edememiştik.
…
‘Güçlü kadın’ ya da ‘güçlü erkek’ değildi aslolan. Dengeydi ‘güçlü’ kılan. ‘Güçlü insan’ olmaktı mesele.
Bir olabilmekti, birlikte kalabilmekti. Sürdürülebilir mutluluk hedefiydi umudumuz yalnızlığa inat.
Bu yazının devamına ve Ayşen Gencer’in diğer yazılarına https://aysengencer.com.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Bir önceki yazımız olan Sahil Kasabasında Yeni Bir Hayat'ı Yazdılar... başlıklı yazımızda başarılı kadın hikayeleri, ezgi kurt ve ilham veren kadınlar hakkında bilgiler verilmektedir.
Okurken çok duygulandım. Başarılarınız artarak çoğalsın Ayşen Hanım.
Okuru bol, şansı açık olsun