“Dile Gelen Çizgiler: Mandala” Bugün Kitapçılarda…

Dilek Kaykılar

Dilek Kaykılar

Gazeteci, Yazar, İnsan hikayelerine meraklı, gezmeyi ve bir de denize yakın olmayı sever...
Haberi paylaşın...

2014 yılından beri pek çok öğretiyi harmanlayarak çalışmalarını sürdüren Silvia Arsebük’ün mandala felsefesini anlattığı Dile Gelen Çizgiler, bugün Libros etiketiyle raflardaki yerini aldı. Silvia Arsebük ile yeni kitabını konuştuk…

Yeni kitabınızın hazırlanma süreci nasıl oldu ve bu kitabı alanlar kitapta neler bulacak?

Mandalayla tanıştıktan ve çizmeye başladıktan sonra farkındalıklarım artmaya başladı. Hayatımda bir dolu kapılar açıldı, daha doğrusu kapıları görmeye başladım. Hakkımda fark ettiklerimi, çevrem de fark etmeye başlayınca bunun, benim dönüşümümün adımı olduğunu hissettim. Atölyelerime katılanlardan aldığım geri bildirim de beni çok mutlu etti. Algılarının farklılaştıklarını paylaştılar benimle. Ben de, aynen bir atölye gibi bildiklerimi, aktarmaya kara verdim, daha çok kişiye dokunma fırsatı yakalayabilmek beni mutlu edecekti.

Bu kitap benim mandalayla tanışma ve dönüşüm sürecimi anlatırken, mandala felsefesini, adım adım kendi mandalanızı yaratmayı, mandalanızı anlamlandırmayı, küçük yazı çalışmaları ile mandalanızın sesini duyacağınız rehber bir kitap oldu.

Mandala hayatınıza nasıl girdi ve nasıl eğitmen oldunuz?

Kitabım bu sorunun cevabı ile başlıyor ve bütün detayları yazdım, o yüzden bu soruya uzun cevap vermeyeceğim. Kısaca Yeşim Cimcoz Yazı Evi’ne devam ederken canım arkadaşım enerji terapisti Rehan Yarmaoğlu mandalayı hayatıma sokan kişi. Araştırmalarım, kişisel gelişim alanında gençlik yıllarımdan bu yana yaptığım çalışmalar, aldığım eğitimler, okuduklarım ve insan ruhuna olan özel ilgi alanım beni bu yola itti. Hepsini harmanlayarak, sanat terapisi eğitimi de almaya başlayarak, bir atölye yarattım , Yeşim Cimcoz’un inancı ve desteğiyle Yazı Evi’nde atölye çalışması yapmaya başladım.

MANDALADA DOĞRU-YANLIŞ YOKTUR

Mandala yapmak kişiye nasıl bir açılım sağlar?

Bu sorunun tek bir cevabı yok öncelikle kendimden örnek vererek birkaç konuya değinmeye çalışayım. Mandala yapmaya başladıktan sonra öncelikle heyecanlı ve aceleci tarafım sakinleşmeye başladı, yavaşladım, yavaşlayınca fark etmeye, fark ettikçe hissetmeye başladım. Bir konuya odaklanarak çizdiğimde, zihnimde konuşan vıdı vıdı seslerin sustuğunu fark ettim. Gerçek anlamda kendimle baş başa kaldım. Çizdikçe rahatladım, yaratıcılığım arttı ve çözümlerimi yaratmaya başladım.

Mandalanın önemli bir özelliği, doğru ve yanlışın olmaması, bu çok önemli. Toplumun bize “doğru ve yanlış” dayatmaları hücrelerimize işlemiş durumda. Yaptığımız her şeyi, atacağımız her adımı bu etkilerle yapıyoruz. Mandala çizerken ise gerçek hayatta bir araya getiremeyeceğimiz her şeyi burada bir araya getirebiliriz. Kendimizi serbest bırakmanın nasıl bir duygu olduğunu ve ortaya neler çıkabileceğini deneyimleyebiliriz. Kısaca kendimizi fark etmeye başlarız…

Pek çok yol var ama mandala son yıllarda herkese hitap eden ve her kesimden insanı bir noktada buluşturan bir araç oldu. Sizce mandala hangi özellikleriyle bunu sağladı?

Rahatlamak, terapi, kendimizle baş başa kalmak için bir çok yol var, mandala da bu araçlardan biri fakat enerjisi ile çok iyi bir araç. Mandala ülkemizde tanınmaya son birkaç yıl içinde başladı ama ne yazık ki birkaç atölye dışında, sadece boyama kitapları ile evlerimize girdi. Sadece boyamanın, renklerle oynamanın bile kişilere iyi gelmesi, ilgiyi arttırdı. Mandala ile biraz daha ilgilenenler atölyelere katıldıklarında, kendi mandalalarını yaratmaya başlayınca, çizemem diyen herkesin harikalar yaratabileceklerini fark ettiler. Yaratıcılığını destekleyen bu çalışmanın, ruhlarına da iyi geldiğini görmeye başlandığında, mandala kişilerin hayatına girmiş oldu. Kişilerin içinden yaratıcı biri çıkmaya başladı ve çizmemem diyen kişilerin içinde yaratıcı birinin var olduğunu fark etti.

Mandala çizmeye başladığımızda, her gün çizdiklerimiz o günkü ruh halimizi yansıtmaya başladığını, bilinçaltımızın sesi olduğunu da fark edince, mandala çizmek kendimizi keşfetmenin bir yolu oldu.

Çok istekli olduğu gibi direnç gösteren ve “ben zaten resim çizemem, renk bilgim yok, beceriksizim” diyerek mandaladan kaçanlar da var. Mandala gerçekten önceden bir bilgi ya da yetenek gerektiriyor mu?

Mandala çizmek hiç bir yetenek ve resim bilgisi gerektirmiyor. Eli kalem tutmayı bilen herkesin yapacağı bir çalışma. Yeter ki elinizi ve zihninizi serbest bırakın. Bazı yerleri karalamak isteseniz dahi yapabilirsiniz ve emin olun ortaya çıkan mandala güzel olacaktır.

ERGEN ANNELERİNE ÖZEL ATÖLYE ÇALIŞMALARI…

Biraz da kendinizden bahseder misiniz?

Uzun yıllar yönetici olarak çalıştıktan sonra, kırklı yaşlarda kızımın doğumu ile kurumsal iş hayatımı bıraktım. Kızım yuvaya başladığında, gerçekten beni mutlu edecek, ruhumu besleyecek konulara yöneldim. Sosyal sorumluluk projeleri, yazı, sanat terapisi eğitimi gibi hem kendi gelişimimi destekleyen hem benim de birilerine dokunabileceğim platformlarda bulunmaya başladım.

“Dile Gelen Çizgiler” isimli mandala atölyem var, ayrıca  Jung bakış açısı ile “Döngüsel Mandala Atölyesini” tasarladım. Yaşam döngülerimiz, bu döngünün neresinde olduğumuzu, neleri geçtiğimizi, nelerin bizi beklediğini içeren farklı bir atölye…  Önümüzdeki yıl da bu atölye devam edecek.

Bu yıl Yeşim Cimcoz Yazı Evi’nde Arketip atölyelerinin eğitmenliğine başladım.

Sanatla farkındalık konularında çalışmalar yapıyorum. Geçen yıl, sanat terapisi eğitimim esnasında yollarımızın kesiştiği terapist arkadaşım Çağlagül Turhan ile “Ergenle Yaşama Kılavuzu” isimli ergen ve ön ergen annelerine yönelik ezber bozan bir atölye tasarladık ve güzel geri bildirim alıyoruz.

Bir önceki yazımız olan En İyi Kendine Yardım Yollarındandır Okumak ve Yazmak... başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ