Cildi Onarmak İçin En Eygun Zaman…
Sonbahar ayları, güneşin yüzünü daha az göstermesi ve tatillerin de bitmiş olması nedeniyle cildin onarılması için en doğru zaman olarak gösteriliyor.
Yaz aylarında güneş, rüzgar, havuz ve deniz suyunun etkisi ile cilt nemini kaybediyor, matlaşıyor ve cansızlaşabiliyor. Bu dönemde lekeler, pürüzler ve pullanmalar kaçınılmaz olabiliyor. Sonbahar ayları ise güneşin yüzünü daha az göstermesi ve tatillerin de bitmiş olması nedeniyle cildin onarılması için en doğru zaman olarak gösteriliyor. Memorial Wellness Kozmetik Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Makbule Dündar, yaz sonrası cildin yeni mevsime doğru uygulamalarla hazırlanması için önerilerde bulundu.
Lazer teknolojileri ile etkin sonuçlar
Güneşe yoğun oranda maruziyet sonucu ciltte lekeler, çiller, solar lentigo ve melazma adı verilen oluşumlar görülebilmektedir. Yanaklarda, kol ve gövdenin üst kısımlarında sıklıkla görülen oval kahverengi lekeler çillerdir. En sık yüz, el sırtı, kollar ve gövdenin üst kısımlarında görülür. Solar lentigo ise yüz, boyun, göğüs, sırt, omuzlar ve elde; yuvarlak formlu kahverengi veya siyah lekelerdir. Alın, yanak, burun üzeri, dudak üstü, çene ve nadiren boyun ve kollarda görülen kahverengi lekelere de melazma adı verilir. Bunlardan korunmak için ilk şart güneşle ilişkilerin doğru ayarlanmasıdır. Ancak tüm önlemlere rağmen meydana geldiyse modern kozmetik dokunuşlar etkili olabilmektedir. Bu sorunlarla mücadelede kimyasal peeling ve Q switch lazerler kullanılmaktadır. Lentigo denilen bölgesel koyu kahverengi, bazen de siyaha bakan ben görünümünde lekeler ise lazerle bir veya iki seansta silinebilmektedir. El üzerinde de görülen lentigolarda Q-switch lazer uygulaması yapılabilmektedir. Leke tedavisinde kimyasal peelinge ek olan mezoterapi de uygulanabilmektedir. Renk açıcı, içinde birçok bitkisel karışımın olduğu kokteyller cilde enjekte edilerek başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Hücre yenileniyor, lifting yapılıyor
Güneş sadece leke oluşturmakla kalmamakta, cildin elastikiyetini de etkilemektedir. Bu amaçla, cilt sıkılaştırıcı iğneli radyofrekans uygulamaları yapılmaktadır. Yaklaşık 3,5 mm derinliğe girerek, doku içine radyofrekans ışını vererek uygulanan bu tedaviyle bağ dokusu desteklenmektedir. Bu yöntem kişinin doğal yapısına yapaylık katmadan, mevcudu düzeltmektedir. Cilt gençleştirmede ise Er:Yag, Erbium ve Nd-Yag lazer kullanılmaktadır. Bunlar günümüzün gelişmiş cilt yenileme sistemleridir. Er-Yag ile cilde hafif bir peeling yapılmakatdır. Erbium ile cilt ısıtılırken, Nd:Yag ile lifting sağlanmaktadır. Cilt soyulmakta, üstten epidermis, alttan dermis bağ dokusu desteklenerek hem hücre yenilenmesi hem de lifting aynı seansta sağlanabimektedir.
Vakumlama tekniği ile gözle görülür sonuçlar
Bir başka yöntem olan vakumlama ile hem gözenekler temizlenmekte hem de aynı seansta farklı asit oranlarında vakumla derin dokulara bu asit yedirilerek, lekelerde açılma sağlanabilmektedir. Bu bakımdan sonra cilt sedefimsi bir renge bürünmekte, makyaj dahi gerektirmemektedir.
Güneş koruyucunuzu sürmeye devam edin
Güneş koruyucu denildiğinde ilk olarak akla yalnızca yazın yakıcı güneş ışınları gelmektedir. Oysa güneş her an bizimle birliktedir ve cildin korunması önem taşımaktadır. Sonbahar ve kış döneminde SPF 30 faktör güneş koruyucular yeterli olabilmektedir. Güneş koruyucu seçerken hem UVA hem de UVB özellikle olmasına dikkat edilmesi gerekir. Aksi halde yeterli koruma sağlanamamaktadır.
Sonbaharda da bol su için ve sağlıklı beslenin
Cildin elastikiyetini korumak için su tüketimi çok önemlidir. Kişi günde 2,2,5 litre su içmeye özen göstermeli, yüzünü doğru ürünlerle düzenli yıkayıp temizlemelidir. Hvauç, yeşil yapraklı sebzeler, enginar, brokoli, kereviz, ceviz ,badem, fındık gibi gıdalar cilt dostu olarak bilinir. Bu nedenle uygun miktarlarda sık sık tüketilmelidir.
Bir önceki yazımız olan Suda Pedal Çevirerek İncelin! başlıklı yazımızı da okumanızı öneririz.